Aslında
hiç havamda değilim ama yazmadıkça da içim rahat etmiyor maalesef. Bu yazıda
size, sürekli olarak yabancı dil eğitim alıyor olmamızın nedeni ve sonuçları
üzerinde birkaç düşüncemi sunacağım. Normalde bunlar birazcık bilinç ve bir
şeylerin farkında olmakla anlaşılabilecek şeyler olabilir. Ancak kabul edelim
ki günümüzde artık insanlar daha az düşünüyor ve çevresinde bulunan şeyleri
eleştiriyor. “Böyle gelmiş, böyle gider.” anlayışından ziyade “Böyle gelmiş,
böyle gidemez.” anlayışına sahip bireyler olmamız gerektiğini defalarca
söylemiş olsam da bir kez daha söylemekte bir çekince görmüyorum.
Böyle
gelmiş, böyle gidemez.
Eğer
yanılmıyorsam yabancı dil eğitimi artık iki veya üçüncü sınıftan itibaren verilmeye
başlanıyor. Benim zamanımda 6. sınıftaydı galiba. Dokuz, on yıl gibi bir süre
yabancı dil eğitimi almış olmama rağmen İngilizcemi sadece kendi çabalarım ile
belli bir düzeye kadar getirebildim. Bunda da okulda aldığım eğitimin çok az
bir katkısı oldu. Dersleri gayet dikkatli takip etmeme rağmen yine de elle
tutulur bir şey kazanamadım. Bunun nedeni gramer dediğimiz düzenli ve düzgün
cümle kurmak, sözcük türeyiş şekilleri, zaman ekleri ve birkaç basit kelimeden
ibaret bir eğitimi sadece “teorik” olarak almamdan olduğunu düşünüyorum. İngilizce
kursunda bir dönemde, tüm okul hayatımız boyunca öğretilen bilgilerin daha
fazlasını öğrenebiliyorken neden okulda bunca sene verilen yabancı dil
eğitiminin bize bir katkısı olmuyor? Bu sorunun birden fazla cevabı var ancak
bana göre önemli olan sebeplerinden birini (bana göre en önemlisini) biraz
sonra söyleyeceğim.
Bir
insanın neden yabancı dil bilmeye ihtiyacı olsun? Mantıklı düşünün. Eğer sizin
hedeflerinizde akademik kariyer, uluslar arası alanda çalışan bir kurum veya
şirket ve yabancı dil bilmenizi gerektiren bir iş yoksa yabancı dil bilmek size
çok şey kazandırmaz ve buna çok zaman ayırmanızın da bir anlamı yoktur. Hobi
olarak öğrenebilirsiniz buna bir itirazım yok. Ancak neredeyse bütün eğitim,
öğretim hayatı boyunca bir ülkenin bütün gençlerine yabancı dili öğretmeye
çalışmak saçmalıktır. Diyelim ki benim hedefim esnaf veya memur olmak olsun. Şimdi,
büyük çoğunluğunun Türkçe konuştuğu bir topluma hizmet ederken yabancı dile
neden ihtiyacım olsun? Benimle iletişime geçme ihtimalinin %1 bile olmadığı bir
insanın dilini yıllarca öğrenmeye çalışıp öğrenemeyip vaktimi boşuna harcamamın
mantıklı bir açıklaması bence yoktur. Eğer birisi yabancı ülkeden benim
yaşadığım ülkeye geliyorsa onun benim dilimi biliyor olması gerekir.
Anlam
veremediğim bir şey de Türkiye’deki üniversitelerde neden %100 yabancı dil
eğitim veren bölümler var? Bunlar bir iki tane falan da değil, virüs gibi
yayılıyor. Türkçe yeterli bir dil değil mi? Bu insanlar yabancı dil öğrenirken
yabancı dildeki kelimelerin karşılıklarını bilmeden mi öğreniyorlar? Terimleri
Türkçeleştirmek ve Türkçe söylemek birilerine zor geliyor galiba, yoksa yabancı
dilde eğitim görünce daha fazla mı öğreniyorlar? Neredeyse bütün üniversitelerde
var böyle bölümler, neredeyse hepsi de İngilizce eğitim veriyor. Bütün bilimler
İngilizce mi yapılıyor acaba diye düşünmeden edemiyorum. Bu İngilizce konuşanlar
ne kadar üretkenmiş, bilgiliymiş görüyorsunuz değil mi? Her konuda bu dildeki
metinler okutuluyor ve terimler öğretiliyor. Nerede bu Latinlerin, Antik
Yunanlıların, Japonların yaptığı bilimler diye düşünüp duruyorum. Bizi
kandırıyorlar galiba Japonlar bilimde çok ileride diye. Şimdiden eleştiriler
kulaklarımda yankılanmaya başladı. Bu konudaki hassasiyetimi ve bunun önemini
bir türlü anlamıyor çevremdeki çoğu arkadaşım. “Evrensel dil İngilizcedir.” dalgasına
kapılıp kalmışlar, bu tabuyu bir türlü yıkamıyoruz. İngilizce çok evrensel dil
ama Fransızlar kendi dillerindeki kelimeleri doğru aksan ve söyleyiş ile söylemeyince
de kabul etmiyormuş öyle anlatıyorlar. Galiba Fransızların falan haberi yok. “Şşşt
Fransız, evrensel dil İngilizcedir anlamıyor musun?” Beni dinlemiyor bu, neyse.
Yazının
başında değindiğim konuya dönelim. İki ve üçüncü sınıftan itibaren yabancı dil
eğitimi verilmeye başlandığını duymuştum ama inanmamıştım. Şimdilerde iki
yiğenim de İngilizce öğrenmeye çalışıyor. Çocuklar daha Türkçeyi öğrenemediler.
Birinci sınıfta okumasını ve yazmasını öğrenmeye başlıyor ve iyi kötü öğreniyorlar.
Sonra pat diye yabancı dil öğreneceksiniz diye önlerine mi koyuyorsunuz? Sizin
eğitimin neden yapıldığından falan mı haberiniz yok, yoksa eğitim nasıl yapılır
onu mu bilmiyorsunuz? Bakın bu sulandırılacak, görmezden gelinecek bir sorun
değildir. Henüz kendi dilini öğrenememiş birisine yabancı dil öğretmeye
çalışırsanız bunun sonuçları tahmin bile edemeyeceğiniz kadar kötü olur. Vatanınızdan
bir karış toprak vermekle bunun sonucu arasında hiçbir fark yoktur. Zaten henüz
kendi dilini öğrenememiş birisine ne kadar çabalarsanız çabalayın yabancı dil
öğretmenizin imkânı yoktur ama hadi diyelim ki başardınız öğrettiniz. Bu kez de
başka bir milletten insan üretmiş olacaksınız. Henüz kendi dilini öğrenememiş
birisine önce yabancı dil öğrettiğinizde o kişi normal olarak öğrendiği dile ve
kültür çevresine yatkın olacaktır. Tabi o kültür ile kendinin kültürü arasında
bir çatışma başlayacaktır. Bu kişinin şöyle düşünmesi gayet doğaldır: “Eğer
kendi dilimden önce başka bir dili öğreniyorsam benim kendi dilim daha kötü
demektir. Çünkü ilk olarak yabancı dili öğrendim. O daha iyi olmalı.” Bunun
olmayacağını ve abarttığımı düşünüyor olabilirsiniz. Çocuklarınız büyüyünce –şimdilerde
ailelerin çocuklarla ilgilenmesi tablet, bilgisayar, televizyon ve internete
bağımlı hale getirmek olduğunu unutmayın- o çocuğun düşüncelerinin sizin
kültürünüze, gelenek ve göreneklerinize ters olduğunu fark edeceksiniz. Çünkü o
çocuk artık sizinle aynı milletten değil, siz onu yabancı dil öğrensin diye
henüz kendi dilini öğrenmeden başka bir milletin içine göndermiş
bulunuyorsunuz. İşte benim de içinde bulunduğum neslin yabancı dili öğrenememiş
olmasının en önemli nedeni budur. Biz henüz kendi dilimizi öğrenememişken
yıllarca başka bir dili öğrenmeyi umduk. Bunu da aynı kendi dilimizin
öğretilmeye çalıştığı yöntemle başarmaya çalıştık. Bizim maceramız biraz daha
geç başladığı için çok fazla kayıp vermedik. Ancak şimdiki nesilden çok
kaybımızın olacağını düşünüyorum.
Yazıda
birçok kez atıf yaptığım bir şey de aslında yabancı dilin neden öğretilmeye
çalışmasıydı. Bu bizim için, bizim yararımıza olsun diye yapılmıyor. Sadece
bizi kendi kültür çevremizden uzaklaştırmak için ve kendimizi aşağılık
duygusunun içine atmamız için öğretiliyor.
Evrensel olan İngilizce değildir.
Evrensel olan insanların duygularıdır, düşünceleridir, bilgileridir. Evrensel
olanın tek bir dili vardır o da “insanca”dır.