Seçim
dolayısıyla bir süredir zamanım kalmadı. Bu yüzden yazı da yazamadım.
Biliyorum, bir avuç insanız ancak birbirimizi anlayabiliyoruz burada.
Birbirimizi anlayabildiğimizi, aynı şeyleri hissettiğimizi ve düşündüğümüzü bildiğim
için bu boş geçirdiğim zaman adına sizden özür diliyorum.
Seçim
yarışı gayet güzel geçti. İlk başlarda eski seçim dönemlerinde olan şeyleri
görmediğimizden eksik hissettim bu dönemi. Ama sonradan karşılıklı atışmalar
olmaya başlayınca biraz rekabetin güzelliği çıktı. Öyle çok hakaret
duymadığımız bir seçim olduğu için de mutluyum. Ben bu geçen dönemden mutluyum.
Halkımız tercihini yaptı. Belki benim desteklediğim kişi veya parti kazanmadı
ama yine de ben bu geçen zamandan ve sonrasından umutluyum. Adı üzerinde zaten “seçim”,
bu yüzden sanki bir savaşı kazanmış veya kaybetmiş gibi tavır içine girmeye
gerek yok.
Bu
yazıda size iki şeyden bahsedeceğim.
Birincisi:
Hatırlar mısınız bilmiyorum ama bundan bir seneden daha önce yazdığım “15
Temmuz Sonrası Birlik ve Beraberlik” yazım vardı. Bu yazımda size birlik ve
beraberliğin referandum yüzünden bozulmasından bahsetmiştim. Halk sonunda ortak
bir paydada birleşebilmişken “evet ve hayır” olarak önüne gelecek seçenekler
yüzünden ayrışmaya başladığından bahsettim. Seçim döneminde referandumda olduğu
gibi bir ayrışma olmadı. Ancak bir hafta geçti şuan ve yine bu ayrışma
ateşlenmeye çalışıyor. Bence bu çok yanlıştır. Bu seçimin kazananı Türkiye Cumhuriyetinin
yönetici olduğu için ortak bir payda oluşturarak bunu korumaya yönelik hareket
etmelidir. Bunu yapmadığında hem makamının hem devletimizin itibarı zedelenmiş
olacaktır. Ben artık insanların birbirleriyle tartışırken “vatan haini, fetöcü,
çomar, dinsiz” gibi laflar kullanmasını istemiyorum. Biz hep birlikte bu vatan
topraklarında bu devletin vatandaşı olarak ve “Türk milleti” sıfatıyla
yaşıyoruz. Doğru olduğunu düşündüğümüz bir taraftayız diye karşı tarafa hakaret
etme cesaretini bulamamalıyız. Bu çok saçmadır. Hakikati biliyor muyuz ki “zan”
üzerinden iftira atıyoruz ve ayrışıyoruz? Sen birisini desteklemişsin ben
başkasını desteklemişimdir. İki aday varsa bunlardan birisini seçmiş olmam beni
neden senden ayırsın? Bir aday şu veya bu görüşten olsa bile seçildiğinde
hepimizi yönetme yetkisine sahip oluyor. Sadece onu destekleyenler üzerinde
karar verme yetkisi diye bir şey yok. Bu yüzden birisini desteklediğim için benim
eskiden savunduğum şeylere ters davrandığımı söylemeniz çok saçmadır. Ben
Türkiye Cumhuriyetini bu adayın yönetmesinin daha mantıklı olacağına karar
vermişim. Önceden savunduğum şeylerle bunun ne alakası var? Ben bir ortak payda
bulmuşumdur da sen bulamamışsındır belki de bir de böyle düşünemez misin?
Birbirimizi ötekileştirmeye çalışmamızın hiç kimseye faydası olmayacaktır. Bunu
anlayın artık. Zaten bir şeyleri anlayamadığımız için ayrıştığımızı da fark
edin.
İkinci
fark ettiğim şey ise: Yukarıda anlattığım ayrışmayı sonuna kadar yapıp sonra
karşı taraf kazanınca “artık her şey bitti, çekip gideceğim ülkeden, bunlar
cahil, bunlar şöyle böyle, bunlara her şey müstahaktır, ülke batsın umurumda
değil” gibi söylemlerde bulunanların ne kadar acınacak bir halde olduğudur. İlk
olarak insan karşı tarafın alçalmasından zevk alıyorsa o insan değildir.
Yönetme hakkı senin eline geçtiğinde bizim hiçbir şey kazanamayacağımızın bile
farkında değilsin. Bakın desteklediğin kişi değil direkt olarak seni seçmiş
olsak bile bir bok olmaz senden. Zaten bu yüzden kazanamıyorsun. İkinci olarak,
bunları söyledikten sonra bu ülkeyi, insanları ve vatanımızı sevdiğini falan
söyleme. Eğer zaten bu saydıklarımı seviyor olsaydın ayrışmaya neden olacak bir
söylemde bulunmazdın. Ayrıca şunu da söyleyeyim: “Korkak ve inançsızsın.” Bir
seçim kaybettiğin için her şey bittiğine inanıyorsan savunduğun görüşüne
inancının olmadığını göstermiş oluyorsun. Atsız’ın dediği gibi “İstek ve inanç
her güçlüğü devirir.” Ama senin ne isteğin ne inancın var. Sadece konuşuyorsun.
Korkaksın, çünkü mücadele etmeye devam edecek cesaretten yoksunsun. Allah’a
şükür ki atalarımız senin gibi değillerdi. Yoksa biz binlerce yıl önce tarihin
sayfalarında adımız dahi geçmeden silinip gitmiş bir millet olurduk.
Arkadaşlar,
ağabeylerim ve ablalarım şunu fark edin artık lütfen: Ortak bir paydada
birleşmeden ötekileştirmeyi bırakmadan ve birbirimizi anlamadan hiçbir başarı
ve mutluluk bize uğramayacak. Hepimiz mutlu ve huzurlu yaşamak istiyoruz. Ancak
bunların önündeki engeller biziz.
“Aramızdaki
sistemde köklü değişiklikler var sevgilim!
Bütün olasılıkları resetle can sıkıntısından
El bebek gül bebek büyüttüğün evrene format at
İcabında hafızasını yitirsin yüreğim
Sil baştan yaşanacak mı bakalım onca savaş
No war ulan, no war!”
Bütün olasılıkları resetle can sıkıntısından
El bebek gül bebek büyüttüğün evrene format at
İcabında hafızasını yitirsin yüreğim
Sil baştan yaşanacak mı bakalım onca savaş
No war ulan, no war!”