8 Ocak 2018 Pazartesi

İki arada bir

Saat beş miymiş?
Dokuz geçiyordu.
Yılın sekizincisi, günüdür her halde artık
Oturdum, oturuyordum
Oturmuştum.
Niye bitsindi bu gün?
Keşke başlamasaydı dedin,
Dedin de anımsayamadım sebebini.

Gözlerin, gözlerime değmedikçe
Işıldardım, bir mum gibi
Bir mum gibiydim, incecik
Bitmiş miydim, yoksa?
Yeni başlıyoruz diyordum kendime
Daha yeni, çektim nefesimi.

Bir şarkı, bir kulaklıkla anlam kazanırdı.
Kulaklarım, -belki-
Belki bu, yüzden seni tanımazdım.
Pervasız değildim ama ilgilenmiyorum,
Çünkü devrindeyiz garipliklerin.
Tuhaf, gelmedi hiç çektiklerimizi susturma çabası
İki arada bir, yelde geçirdik iç çekişlerimi.

Bizden önce gelenlere apolitik,
Sesi verdiler.
Ondan, öncekilere de anarşik.
Biz? dedik
Nerede durmamalıydım?
Uyarmadılar, sevdik.
Öylesine bir sevdik ki biz de dahil
Evet, biz de dahil
Herkese her şeye nefretle baktırmak zorundaydık.
Sonra, sonraları -biz- bizimle olmayı bile kendimize yedirtmedik.

Ayrılıkçı bir nefretle
Nefretin doruklarındaydım.
İşte böyle böyle sevdik ve nefret ettim.
Ok gibi fırlayacaktı, tutanı bilinmeyen yaydan
Ateş gibi yanıyordu, devrilenlerin içinde.
Hepimiz kardeştik, hep beraber kaçtık
Sizden, bizden, senden.
Ve ben, bilindiklerin arasında

Bilinirken, bilinmiyordum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder