4 Haziran 2022 Cumartesi

DÜNYA DÜZENİ “YENİ”

 

Yıllardan beri süre gelen bir söylem olan yeni Dünya düzeninin artık somut olarak dönüşüm noktasında bulunduğumuz zamandayız. İlk önce bu noktaya nasıl geldiğimize bakmamız daha doğru olacaktır. Tarihteki birçok dönüşümü ele alabileceğimiz gibi ben birkaç tanesini seçtim. Bence bu seçtiklerim yeni Dünya düzenine giden sürecin ana basamaklarıydı.

İlk basamak Rönesans ve reformla başlayan sürecin Fransız devrimine kadar devam ederek dini baskının azaldığı ve imparatorluklar için sonun başlangıcı olan noktaya kadarki yaklaşık 300 yılı kapsamaktadır. 

İkinci basamak Fransız devriminden 1. Dünya savaşına kadar olan dönemdir. Bu dönemde artık imparatorlukların ve monarşilerin çağının bittiği bir nevi ilan edilmiştir. İmparatorlar, var olsa bile sembolik anlamlar taşımakta artık çoğulcu fikirlerin bir araya getirilmeye çalışıldığı “cumhuriyetler” dönemidir. Bu dönemin sağlamlaştırılması da 2. Dünya savaşıyla olmuştur. 2. Dünya savaşıyla beraber her millet kendi devletlerine sahip olmak için mücadelesini artırmış ve ulusal odaklı birçok devlet kurulmuştur. Balkanlar ve Afrika’da kurulan devletler bunlara örnektir. Ancak buna direnen en büyük güç SSCB olmuştur.

Üçüncü basamak 2. Dünya savaşından SSCB’nin yıkılışına kadar olan soğuk savaş dönemidir. İki kutuplu dünya düzeni, doğu-batı bloğu olarak ayırabileceğimiz düzendir. Bu dönemde birçok farklı gelişmeyle günümüzdeki düzenin temelleri atılmıştır. Artık büyük savaşlar yerine küçük çatışma alanlarında sürdürülen vekalet savaşları yapılmaya başlanmıştır. İki büyük güç Afganistan, Vietnam, Kore vb. birçok iç savaşta güçlerini paylaşmışlardır. Soğuk savaşın sonucunda ise SSCB dağılmış ve Asya kıtasında (özellikle Türklerin yaşadığı bölgelerde) ulusal devletler kurularak bu basamak da tamamlanmıştır.

Dördüncü basamak kapitalizm, küreselcilik, bireyselleşme ve merkeziyetsiz yapıların arttığı bir dönemdir. Dördüncü basamakta artık yapay zekalar, teknoloji, dijitalcilik her şeyi ele geçirmektedir. Geleneksel tükenebilir kaynaklara olan bağlılığın azaltılmaya çalışıldığı bir dönemdeyiz. En bariz örneği elektrikli otomobiller olabilir. Dünya ve özellikle Avrupa eski tip yakıtlı (Petrol vb.) araçların kullanımları için son kullanma tarihleri belirlemişlerdir. Bunu kanunlaştıran ülkeler de olmuştur. Doğalgaz, petrol, kömür gibi hem çevreye zarar veren hem de geri dönüşümsüz yakıtların yerlerine güneş enerjisi, nükleer enerji ve İTER gibi yeni enerji kaynakları ön plana çıkartılmaya çalışılmaktadır. Artık fabrikalardaki robotlaşma ve teknoloji etkisiyle eskiye nazaran daha az insan gücüne ihtiyaç duyulmaktadır. İşte yeni Dünya düzeni de insana daha az ihtiyaç olan bir düzendir.

Dördüncü basamakta kripto borsa olarak bildiğimiz dijital para birimleri olan coinler bu kadar dikkat çekmektedir. Hem yeni para birimi olarak hem de yatırım aracı olarak kullanılması da bu düzenin bir parçasıdır. Proje üreticileri coinler ile kendilerine sermaye kazanıp projelerini tamamlamaya veya geliştirmeye çalışmaktadırlar. Yeni enerji kaynakları ortaya çıkartmak ve bu kaynakları kullanmak için, insanlara yeni bir evren sunan sanal alemler vb. gibi birçok proje üretilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca bu para birimi merkeziyetsizdir. Hiçbir devlete bağlı değildir. Daha az maliyetle işlemler yapılabilen bir sistemi de beraberinde getirmektedir. Anlayacağımız gibi yeni Dünya düzeni yeni bir para birimi de ortaya koymaktadır.

Peki, Dünya bunları yaşarken biz ne yapmaktayız?


 

Bülent Böceci


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder