Merhaba,
Neredeyse
4-5 aydır problemlerimiz başlığına uygun bir yazı yazmadığımı fark ettim. Bunu
fark ettim çünkü içimde bir şeyler dolmaya başladı. Artık taşıyamayacak noktaya
geldim. Bunu artık bardağın taşmaya başlayacağını anladığımda ve kendimi çok
yorgun hissetmeye başladığımda anladım. Bunlar aslında giriş için havadan sudan
muhabbet için yazılan satırlardı. Tekrar merhaba
Bu
yazımdaki konumuz şekilcilik. Biz nedense artık bir şeyin ne anlam taşıdığı
veya neler anlattığıyla değil, şeklinin bize hoş gelip gelmemesiyle ilgilenir
olduk. Kapağını beğenmediğimiz kitabı okumaya çaba bile harcamıyoruz. –Zaten kitap
okuduğumuz da söylenemez.- Bizimle konuşan birisinin bize karşı dürüstlüğünü,
samimiyetini ve anlattıklarının ne olduğunu değil, o kişinin
güzelliği/yakışıklılığına bakarak değerlendirme yapıyoruz. Ama anlatacağım
böyle bir şey değil. Bilindiği üzere milliyetçi denilebilecek türde bir fikir
yapım var. Böyle olunca da gözümün önünde hep bu tipte insanlar oluyor. İşte
böyle bir ortamda da bu kişileri gözlemleme şansım oluyor. Artık insanların
milliyetçiliğine ve ona ne derece hizmet ettiğine bakmaz olmuşuz. Mesela,
birisi çıkıp bozkurt yapıp bir sürü fotoğraf çekilip bunları paylaşır. Bir anda
muhteşem derecede milliyetçi bir insan olur. Tabi gördüğü ilgiden dolayı
milliyetçi pozunu bozmadan bu şekilde devam eder. Bir başkası ise,
çevresindekilere milliyetçiliğin aslında ne kadar önemli olduğunu ve
milliyetçiliğin ne olduğunu anlatarak davasına insan kazandırmaya çalışır.
Eksik gördüğü noktaları tamamlamaya, aşırılık görünen şeyleri azaltmak için
çaba gösterir. Bu şekilde toplumun milliyetçiliğe ön yargı ile yaklaşmamasını
sağlamaya çalışır. Bu iki insanı birisine sorduğunuzda “hangisi
milliyetçidir?/hangisi daha milliyetçidir?” diye alacağınız cevap “bozkurtlu” fotoğraflarını
paylaşan kişinin daha milliyetçi olduğu yönünde olur çoğu zaman. Biraz
kendinize baktığınızda zaten bunu benim anlatmama gerek duymadığınızı bile
göreceksinizdir. Bozkurt yapmış biri genelde küçük çocuk, kadın, güvenlik
güçlerinden birisi veya siyasi lider olduğunda hemen onu poh pohlayıp “işte be
Türk dediğin böyle olur” laflarını dizmeye koyulursunuz. Ama bu uğurda mücadele
eden ve fikir olarak bunu yaymaya çalışan birisini gördüğünüzde ilgilenmezsiniz
bile. Çünkü dışarıdan şekil daha önemlidir. Keşke bir bozkurtlu fotoğrafla
milliyetçi olunsa da bu kadar çaba göstermeye gerek kalmasa diye geçiriyorum
böyle zamanlarda. Keşke…
Şekilcilik
öyle bir boyuta geldi ki görüyorsanız zaten mideniz bulanıyordur bu durumdan
dolayı. Televizyonlar, sosyal medya hepten zıvanadan çıktı ama şöyle bir örnek
göstereyim. Ameliyatlarla veya doğal olarak herkesin beğeneceği bir şekle gelmiş
kadın çok basit şeyler yapıyor olsa bile herkesin ilgisini çeker. Ancak
ortalama bir güzelliğe sahip bir kadın düşüncelerden, bilgi gerektiren şeylerden
veya sorunlara çözüm üretmeye çalışıyorsa bu kadını dinleyen çok az insan olur. Durum böyle olunca da kadınlar da artık böyle şeylerle pek
ilgilenmemeye veya fazla bir umuda kapılmamaya başlıyor. Çünkü toplumun dikkat
ettiği şey şekilcilik, yani dışarıdan nasıl göründüğünün önemli olduğudur. Bu
yüzden zaten başta bilim olmak üzere çoğu alanda erkekler daha çoğunluktadır.
Çünkü her kadının “güzel olmak” dışındaki konular ilgisini çekmiyor.
Erkeklerde
ise ya çok başarılı olacaksın ya çok iyi bir dış görünüşün olacak ya da çok iyi
bir kazancın olacak. Bunlardan ikisi de şekilcilik ile ilgili bir şey aslında. İyi bir dış görünüş zaten direkt olarak
şekilci bir bakış açısından kaynaklanıyor. Çok iyi bir kazancın olacak kısmı da
şekilcilik ile alakalıdır. Kazancını nasıl elde ettiğinin önemi yoktur çoğu
zaman. Önemli olan kazandığını nasıl harcadığındır. Ne kadar iyi gösteriş
yaptığındır. Başarı da kimin dikkatini çeker? Ne kadar başarılı olduğunuzun
önemi çok yoktur toplumun gözünde. Önemli olan bunu ne kadar
pazarlayabildiğinizdir.
Ne
kadar başarılı, bilgili olduğunuzun çok önemi yok artık. Önemli olarak
dışarıdan hangi şekilde gözüküyorsunuz. İşte durum böyle olunca da insanlar bir
noktadan sonra ne kadar başarılı olduğumun önemi yoksa neden çabalıyorum
noktasına gelecektir. Bu noktaya geldiklerinde ise toplum her alanda ilerlemeyi
bırakıp tamamen “tüketici” olacaktır. Sonrası da hepinizin bildiği gibi…
İnsani ilişkilerin olmazda olmazı haline geliyor maalesef üzerinde durduğunuz konu. Muhabbetin güzelliği ve saflığı olmalıyken kriterimiz, arkadaş seçerken bile seçici davranabiliyoruz. Bu sebeple ne arkadaşlıklar ne de ilişkiler uzun süreli olamıyor.
YanıtlaSilHaklısınız...
Sil