10 Eylül 2018 Pazartesi

Problemlerimiz: Şekilcilik


Merhaba,
Neredeyse 4-5 aydır problemlerimiz başlığına uygun bir yazı yazmadığımı fark ettim. Bunu fark ettim çünkü içimde bir şeyler dolmaya başladı. Artık taşıyamayacak noktaya geldim. Bunu artık bardağın taşmaya başlayacağını anladığımda ve kendimi çok yorgun hissetmeye başladığımda anladım. Bunlar aslında giriş için havadan sudan muhabbet için yazılan satırlardı. Tekrar merhaba

Bu yazımdaki konumuz şekilcilik. Biz nedense artık bir şeyin ne anlam taşıdığı veya neler anlattığıyla değil, şeklinin bize hoş gelip gelmemesiyle ilgilenir olduk. Kapağını beğenmediğimiz kitabı okumaya çaba bile harcamıyoruz. –Zaten kitap okuduğumuz da söylenemez.- Bizimle konuşan birisinin bize karşı dürüstlüğünü, samimiyetini ve anlattıklarının ne olduğunu değil, o kişinin güzelliği/yakışıklılığına bakarak değerlendirme yapıyoruz. Ama anlatacağım böyle bir şey değil. Bilindiği üzere milliyetçi denilebilecek türde bir fikir yapım var. Böyle olunca da gözümün önünde hep bu tipte insanlar oluyor. İşte böyle bir ortamda da bu kişileri gözlemleme şansım oluyor. Artık insanların milliyetçiliğine ve ona ne derece hizmet ettiğine bakmaz olmuşuz. Mesela, birisi çıkıp bozkurt yapıp bir sürü fotoğraf çekilip bunları paylaşır. Bir anda muhteşem derecede milliyetçi bir insan olur. Tabi gördüğü ilgiden dolayı milliyetçi pozunu bozmadan bu şekilde devam eder. Bir başkası ise, çevresindekilere milliyetçiliğin aslında ne kadar önemli olduğunu ve milliyetçiliğin ne olduğunu anlatarak davasına insan kazandırmaya çalışır. Eksik gördüğü noktaları tamamlamaya, aşırılık görünen şeyleri azaltmak için çaba gösterir. Bu şekilde toplumun milliyetçiliğe ön yargı ile yaklaşmamasını sağlamaya çalışır. Bu iki insanı birisine sorduğunuzda “hangisi milliyetçidir?/hangisi daha milliyetçidir?” diye alacağınız cevap “bozkurtlu” fotoğraflarını paylaşan kişinin daha milliyetçi olduğu yönünde olur çoğu zaman. Biraz kendinize baktığınızda zaten bunu benim anlatmama gerek duymadığınızı bile göreceksinizdir. Bozkurt yapmış biri genelde küçük çocuk, kadın, güvenlik güçlerinden birisi veya siyasi lider olduğunda hemen onu poh pohlayıp “işte be Türk dediğin böyle olur” laflarını dizmeye koyulursunuz. Ama bu uğurda mücadele eden ve fikir olarak bunu yaymaya çalışan birisini gördüğünüzde ilgilenmezsiniz bile. Çünkü dışarıdan şekil daha önemlidir. Keşke bir bozkurtlu fotoğrafla milliyetçi olunsa da bu kadar çaba göstermeye gerek kalmasa diye geçiriyorum böyle zamanlarda. Keşke…

Şekilcilik öyle bir boyuta geldi ki görüyorsanız zaten mideniz bulanıyordur bu durumdan dolayı. Televizyonlar, sosyal medya hepten zıvanadan çıktı ama şöyle bir örnek göstereyim. Ameliyatlarla veya doğal olarak herkesin beğeneceği bir şekle gelmiş kadın çok basit şeyler yapıyor olsa bile herkesin ilgisini çeker. Ancak ortalama bir güzelliğe sahip bir kadın düşüncelerden, bilgi gerektiren şeylerden veya sorunlara çözüm üretmeye çalışıyorsa bu kadını dinleyen çok az insan olur. Durum böyle olunca da kadınlar da artık böyle şeylerle pek ilgilenmemeye veya fazla bir umuda kapılmamaya başlıyor. Çünkü toplumun dikkat ettiği şey şekilcilik, yani dışarıdan nasıl göründüğünün önemli olduğudur. Bu yüzden zaten başta bilim olmak üzere çoğu alanda erkekler daha çoğunluktadır. Çünkü her kadının “güzel olmak” dışındaki konular ilgisini çekmiyor.
Erkeklerde ise ya çok başarılı olacaksın ya çok iyi bir dış görünüşün olacak ya da çok iyi bir kazancın olacak. Bunlardan ikisi de şekilcilik ile ilgili bir şey aslında.  İyi bir dış görünüş zaten direkt olarak şekilci bir bakış açısından kaynaklanıyor. Çok iyi bir kazancın olacak kısmı da şekilcilik ile alakalıdır. Kazancını nasıl elde ettiğinin önemi yoktur çoğu zaman. Önemli olan kazandığını nasıl harcadığındır. Ne kadar iyi gösteriş yaptığındır. Başarı da kimin dikkatini çeker? Ne kadar başarılı olduğunuzun önemi çok yoktur toplumun gözünde. Önemli olan bunu ne kadar pazarlayabildiğinizdir.

Ne kadar başarılı, bilgili olduğunuzun çok önemi yok artık. Önemli olarak dışarıdan hangi şekilde gözüküyorsunuz. İşte durum böyle olunca da insanlar bir noktadan sonra ne kadar başarılı olduğumun önemi yoksa neden çabalıyorum noktasına gelecektir. Bu noktaya geldiklerinde ise toplum her alanda ilerlemeyi bırakıp tamamen “tüketici” olacaktır. Sonrası da hepinizin bildiği gibi…


2 yorum:

  1. İnsani ilişkilerin olmazda olmazı haline geliyor maalesef üzerinde durduğunuz konu. Muhabbetin güzelliği ve saflığı olmalıyken kriterimiz, arkadaş seçerken bile seçici davranabiliyoruz. Bu sebeple ne arkadaşlıklar ne de ilişkiler uzun süreli olamıyor.

    YanıtlaSil