Günümüzde kültürün yozlaşma sorunu yüzünden
birçok ayrışma ve çatışma meydana geliyor. Doğumumuzdan itibaren ön yargılarla
ile doldurulmuş beyinlerle özgürce çıkarım yapmamız, insanlara karşı nazik
olmamız bekleniyor. Yeteri kadar doğru bilgi elde edemiyoruz ama doğru
bildiklerimizi sorgulamamıza izin de verilmiyor. Verilse de buna yeteri kadar
ilgi çekemiyoruz.
Türk toplum yapısı ve kültürü, son zamanlarda
tarihinde hiç olmadığı kadar büyük bir istilayla karşı karşıya bırakılmış
durumda. Bir yandan batı kültürü ve dili bir yandan doğu kültürü ve dili
altında işkence çekiyoruz. Kimlik karmaşamızın gün geçtikçe arttığı inkar
edilemeyecek bir gerçek. Ben dahil toplumumuzun büyük çoğunluğu Türk
kültüründen uzaklaştırılarak hala Türk olduğumuzu sanarak yaşamaya mecbur
bırakıldık.
Küçüklükten beri Noel babalarla, Örümcek
Adamlarla, Süpermanle, Pokemonlarla yetiştirildik. Bunu birisi evimize gelip
zorla yapmış olsa bir savunma şansımız olabilirdi. Ama biz televizyonlar ve
internet aracılığı ile hiç farkında olmadan kendimize ait olan şeylerden
sürekli uzak tutulduk. Bunun sonucunda da Türk kültürü köylü adetleri olarak
kötü ve cahilce gelmeye başladı. Gerçi son zamanlarda köylerimizdeki o güzel
insanlar bile kendi geleneklerinden uzaklaştırıldı. Tarihimiz ve kültürümüz
unutulmak üzere ve buna bir büyük müdahale yapmazsak bizden birkaç nesil
sonrası için elle tutulur pek bir şeyimiz kalmayacak. Biz kimlik karmaşası ile
mücadele ediyoruz, onların bir kimlikleri bile olmayabilir.
Bilyenin varlığından haberi olmayan, seksek
gibi sokak oyunlarını oynamadan büyüyen bir nesil yetiştiriyoruz. Batı ve Arap
adetleri – kültürü etkisinde toplumsal bir ayrışmaya ramak kalmış durumda.
Bundan kurtuluşumuz tekrar öz geleneklerimize sıkıdan sıkıya sarılmaktan
geçiyor. Biz bunu yapınca ırkçı veya faşist olmayacağız, bunu yaparsak biz
millet olacağız. Fransızlar, Ruslar, uzak ve yakın doğu ülkeleri bunları
yaptıklarında nasıl imrenerek bakıyorsak bizde aynı şeyi yaparak hayatımızı
garanti altına alacağız. Yoksa dediğim gibi kimliksiz bir toplum olarak çift
yönlü ayrışma hepimizin sonunu getirebilir.
Mesela evlilik programları;
Ben bu programlara günümüzün köle pazarı veya
genelevleri yakıştırmasını yapmaktan hiç çekinmiyorum. Kendi isteklerine göre
bir kişi beğenip onun için para harcıyorlar. Aksi taktirde zaten bir sonuca
varılamıyor. Türk kültüründeki o efsane aşklar, ailedeki kadının fedakarlığı ve
erkeğin evinin direği görüşü yerle bir ediliyor.
+50 yaş teyzeler ile her konuştuğumda veya
konuşurken denk geldiğimde genelde evlilik konusunda bunu söylüyorlar. “Şimdiki
kızlarda fedakarlık yok, erkeklerde erkekliğini yapmıyorlar. Sonuç olarak 3 ay
sonra boşanıyorlar.” Bundan 30 – 40 yıl önce yaşayanlara bir bakın, o yoklukta
sabretmişler hayatlarından fedakarlık göstermişler hem hayatta kalmışlar hem de
güzel çocuklar yetiştirmişler. Şimdilerde ise ufacık bir şey yüzünden yuvalar
dağılıyor. Diyeceksiniz bunların evlilik programlarıyla ne alakası var? Bence
çok alakası var. Şöyle açıklayayım, mesela bir kadın kocasından istediğini elde
edemiyor veya anlaşamıyor hemen boşanma aklına geliyor. Veya bir erkek
karısından istediklerini elde edemiyor o da hemen boşanmayı aklına getiriyor.
Çünkü yeni birisiyle evlenmek için imkanları var. Çünkü bize dayatılan kültür
sabretmeyi değil, “kullan, at, yenisini al” fikrini dayatıyor. Önceden boşanmış
bir kadına iyi gözle bakılmayacak diye kadın sabrediyordu.(Bunu savunmuyorum,
anlatmak istediğim farklı) Ama şimdi bu evlilik programları sayesinde 3-4 kere
bile boşanmış birisiyle evlenmeyi kabul edecek insan bulunuyor. Neden? Çünkü
parasını bastırdığın an istediğini elde edebilirsin düşüncesi hakim. İşte bu
düşüncenin en somutlaşmış örneği evlilik programlarıdır. İnsanları resmen
pazarlıyorlar. Bahsettiğimiz bir “insan”. Kendisinin kişi haklarını
özgürlüklerini sattığının farkında bile değildir muhtemelen. Çünkü sistem onu
böyle yetiştirdi. Belki de o kendi kültüründen habersiz bir şekilde büyüdü, bu
yüzden de Türk toplumunun evlilik anlayışından haberi yok ve bunu değiştirmek
için kurulmuş bir tiyatronun parçası oluyor.
Bu konu böyle bir anda anlatılacak ve her
şeyi açığa çıkartıp kurtulunacak bir şey değil. Bu konu hakkında bazen yeni
şeyler yazmayı planlıyorum.
İyi günler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder