21 Aralık 2016 Çarşamba

Problemlerimiz: Kültürel Yozlaşma - 1

Günümüzde kültürün yozlaşma sorunu yüzünden birçok ayrışma ve çatışma meydana geliyor. Doğumumuzdan itibaren ön yargılarla ile doldurulmuş beyinlerle özgürce çıkarım yapmamız, insanlara karşı nazik olmamız bekleniyor. Yeteri kadar doğru bilgi elde edemiyoruz ama doğru bildiklerimizi sorgulamamıza izin de verilmiyor. Verilse de buna yeteri kadar ilgi çekemiyoruz.

Türk toplum yapısı ve kültürü, son zamanlarda tarihinde hiç olmadığı kadar büyük bir istilayla karşı karşıya bırakılmış durumda. Bir yandan batı kültürü ve dili bir yandan doğu kültürü ve dili altında işkence çekiyoruz. Kimlik karmaşamızın gün geçtikçe arttığı inkar edilemeyecek bir gerçek. Ben dahil toplumumuzun büyük çoğunluğu Türk kültüründen uzaklaştırılarak hala Türk olduğumuzu sanarak yaşamaya mecbur bırakıldık.

Küçüklükten beri Noel babalarla, Örümcek Adamlarla, Süpermanle, Pokemonlarla yetiştirildik. Bunu birisi evimize gelip zorla yapmış olsa bir savunma şansımız olabilirdi. Ama biz televizyonlar ve internet aracılığı ile hiç farkında olmadan kendimize ait olan şeylerden sürekli uzak tutulduk. Bunun sonucunda da Türk kültürü köylü adetleri olarak kötü ve cahilce gelmeye başladı. Gerçi son zamanlarda köylerimizdeki o güzel insanlar bile kendi geleneklerinden uzaklaştırıldı. Tarihimiz ve kültürümüz unutulmak üzere ve buna bir büyük müdahale yapmazsak bizden birkaç nesil sonrası için elle tutulur pek bir şeyimiz kalmayacak. Biz kimlik karmaşası ile mücadele ediyoruz, onların bir kimlikleri bile olmayabilir.

Bilyenin varlığından haberi olmayan, seksek gibi sokak oyunlarını oynamadan büyüyen bir nesil yetiştiriyoruz. Batı ve Arap adetleri – kültürü etkisinde toplumsal bir ayrışmaya ramak kalmış durumda. Bundan kurtuluşumuz tekrar öz geleneklerimize sıkıdan sıkıya sarılmaktan geçiyor. Biz bunu yapınca ırkçı veya faşist olmayacağız, bunu yaparsak biz millet olacağız. Fransızlar, Ruslar, uzak ve yakın doğu ülkeleri bunları yaptıklarında nasıl imrenerek bakıyorsak bizde aynı şeyi yaparak hayatımızı garanti altına alacağız. Yoksa dediğim gibi kimliksiz bir toplum olarak çift yönlü ayrışma hepimizin sonunu getirebilir.

Mesela evlilik programları;
Ben bu programlara günümüzün köle pazarı veya genelevleri yakıştırmasını yapmaktan hiç çekinmiyorum. Kendi isteklerine göre bir kişi beğenip onun için para harcıyorlar. Aksi taktirde zaten bir sonuca varılamıyor. Türk kültüründeki o efsane aşklar, ailedeki kadının fedakarlığı ve erkeğin evinin direği görüşü yerle bir ediliyor.
+50 yaş teyzeler ile her konuştuğumda veya konuşurken denk geldiğimde genelde evlilik konusunda bunu söylüyorlar. “Şimdiki kızlarda fedakarlık yok, erkeklerde erkekliğini yapmıyorlar. Sonuç olarak 3 ay sonra boşanıyorlar.” Bundan 30 – 40 yıl önce yaşayanlara bir bakın, o yoklukta sabretmişler hayatlarından fedakarlık göstermişler hem hayatta kalmışlar hem de güzel çocuklar yetiştirmişler. Şimdilerde ise ufacık bir şey yüzünden yuvalar dağılıyor. Diyeceksiniz bunların evlilik programlarıyla ne alakası var? Bence çok alakası var. Şöyle açıklayayım, mesela bir kadın kocasından istediğini elde edemiyor veya anlaşamıyor hemen boşanma aklına geliyor. Veya bir erkek karısından istediklerini elde edemiyor o da hemen boşanmayı aklına getiriyor. Çünkü yeni birisiyle evlenmek için imkanları var. Çünkü bize dayatılan kültür sabretmeyi değil, “kullan, at, yenisini al” fikrini dayatıyor. Önceden boşanmış bir kadına iyi gözle bakılmayacak diye kadın sabrediyordu.(Bunu savunmuyorum, anlatmak istediğim farklı) Ama şimdi bu evlilik programları sayesinde 3-4 kere bile boşanmış birisiyle evlenmeyi kabul edecek insan bulunuyor. Neden? Çünkü parasını bastırdığın an istediğini elde edebilirsin düşüncesi hakim. İşte bu düşüncenin en somutlaşmış örneği evlilik programlarıdır. İnsanları resmen pazarlıyorlar. Bahsettiğimiz bir “insan”. Kendisinin kişi haklarını özgürlüklerini sattığının farkında bile değildir muhtemelen. Çünkü sistem onu böyle yetiştirdi. Belki de o kendi kültüründen habersiz bir şekilde büyüdü, bu yüzden de Türk toplumunun evlilik anlayışından haberi yok ve bunu değiştirmek için kurulmuş bir tiyatronun parçası oluyor.

Bu konu böyle bir anda anlatılacak ve her şeyi açığa çıkartıp kurtulunacak bir şey değil. Bu konu hakkında bazen yeni şeyler yazmayı planlıyorum.


İyi günler.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder