Tarih 15 Temmuz 2016
Türkiye devletinin ve halkının her on yılda bir maruz kaldığı
darbelerden birisine daha ev sahipliği yaptığı tarihtir.
Bu yazıda darbeyi anlatmayacağım, darbenin sebeplerini de
anlatmayacağım. Bunları anlatan çok kişi var zaten. Darbeye inanıp inanmamanızı
da sorgulamayacağım. İsteyen tiyatroydu der, isteyen gerçek bir darbeydi halk
engelledi der. Bunlar beni ilgilendirmez. 15 Temmuz’dan sonra fark ettiğim bir
şeyi anlattığım bir yazı olacak. Yazının başlığının 15 Temmuz olmasının sebebi
de anlatacağım şeylerin altında darbeden sonra olan durumdan yola çıktığım
içindir.
Şimdi 15 Temmuz günü darbe yapılmaya çalışıldı. Sonrasında
halkın ve güvenlik güçlerinin başarısı ile engellendi. Devletimizi ve
haklarımızı savunduk. 15 Temmuz gerçekleşmiş olsaydı ne olurdu belki bunu sonra
anlatabilirim. Ama darbeden sonra Türk halkı birlik ve bütünlük için yeşil ışık
yakmıştı. Yenikapı mitinginde görüldüğü ve bunun birçok örneği olduğu gibi, F.
Gülen cemaatinin gerçek yüzünü gören halk sağ-sol, din, ırk, siyasi ve sosyal
düşünce ayrılıklarına rağmen ortak bir paydada buluşmaya başlamıştı. Keşke bu
durum bozulmasaydı. Her zaman bahsedilen o dış güçlerin sayesinde midir
bilinmez ama bu birlik beraberliğin bozulma tohumları atıldığını ben geç fark
ettim, inşallah herkes fark eder. Sistem değişikliği/C.başkanlığı sistemi
çalışmaları birden hızlandı. Bu belki normaldir, bir daha aynı senaryo ile
karşılaşmamak için bir önlem olduğunu varsayalım. Bu sistemin doğruluğunda yanlışlığında
da değilim. Ama kutuplaşmayı artıracak şekilde referandum çalışmaları yürütülmemeliydi
diye düşünüyorum. Evet veya hayır oyu verecek insanlar elbet olacak, sonuçta
önümüzde iki tane seçenek sunuluyor. Ama hayır oyu verecekler teröristtir,
Chp-Hdp-Pkk-Siyonizm-Batı-Fetö hayır verin diyor bu yüzden evet diyeceğiz gibi
bir kampanya yürütülmesi bence toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran bir söylem.
Chp ve Hdp mecliste olan partilerdir, eğer bu partilerde terör ile bağlantıları
olan kişiler varsa partiyi kapatabilirsiniz veya o kişilerin dokunulmazlığını
kaldırıp yargılayabilirsiniz. Pkk’nın kökünü kazıyabiliriz, böyle bir gücümüz
de var. Fetö’ye zaten operasyon altında tutuyoruz. Bunların bir kısmını yapıp
bir kısmını yapmıyorsak ve bundan bir çıkar umuyorsak bence çok yanlış bir
politika uyguluyoruz demektir. Türkiye Cumhuriyetinin Chp, Hdp, Pkk, Siyonizm, Batı
ve Fetö’ye gücü yeter, bunların üzerinden kampanya yürütmek devletimizi güçsüz
gösteriyor diye düşünüyorum.
Dediğim gibi darbe sonrası nihayet bir olmuşken, beraber
mücadele etmeye başlamışken bence kutuplaştırmayı artırmak yerine saygılı ve
ılımlı olarak evet-hayır kampanyası yürütülmelidir. Bizler aklı olan
insanlarız, aklımızı kullanarak evet veya hayır diyebilecek yetilere sahibiz.
Benim derdim siyasi partiler veya anayasa değişikliği değil, toplumsal birlik
ve beraberliğin korunmasıdır. Hepimiz insanız, insanlar oturup çözülecek
sorunları çözebilirler. Devletimiz çok şükür güçlüdür, haklıya hakkını haksıza
cezasını verebilir. Birlik ve beraberliği de koruyabiliriz. Evet veya hayır
sonucunun çıkması bile bence bizi etkilememeli. Biz Türk milleti olarak her
durumda ve her koşulda birlikte güçlüyüz, bu yüzden bizleri birlikte olmamaya
ve yalnız kalmaya zorluyorlar. Eğer bir oyun bozulacaksa bu birliğimizi bozmaya
çalışanların oyununu bozmak ile başlamalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder