Ne
kadar acı olursa olsun ben gerçeğe inanıyorum. Gerçek ne? Bilmiyorum.
Evrim, çağımızın hastalığıdır. Evrime inananların çoğu şeyi
reddetmesi gerektiği düşüncesi ne acıdır. Büyük bir tartışma konusu bulan
ateistler ve bir dine inananlar bir savaş alanına çevirmese ortalığı zaten
herkes garipserdi. Bir kez de orta yol bulun, birbirinizi eleştirerek
yanlışlarınızı ve yanılabiliyor olabileceğinizi düşünseniz ne olur?
Bu konuyu yeni fark etmiş çoğu yeni yetme, bilimden az biraz
bir şeyler öğrendiğini sanmış insanlar görünce işte diyorum şimdi geçen
zamanımıza yazık olacak. Aynı şey fazla bir din bilgisi olmayan ama her şeyi
biliyormuş havasında konuşan insanlar için de geçerli. Öyle bilimden teolojiden
pek bir şey anladığımı söyleyemem. İki taraftan birisine katılmak
istemediğimden de pek anlamaya çalışmıyorum. Mesela teist birisini ele alalım,
hiç düşünmüyor musun? Bunca din var bunca din içinde farklı görüşler var
tartışmalar var. Yanılma payını, Allah’ın dinini yanlış anlayabiliyor
olabileceğini hiç mi düşünmüyorsun? Sende inanıyorsun bende inanıyorum,
inandığımız değerlere yanlış inanıyor olabileceğimiz veya yanlış anlıyor
olabileceğimiz gerçeği bana mı bu kadar yalın geliyor yoksa sen gerçekten de
bilgin misin? Peki sen ateist olan, evrimin dinlerin her olgusunu yıktığını
düşünen güzel kardeşim. Hiç düşünebiliyor musun? Evrim teorisi ispatlansın veya
ispatlanmasın bir şey fark etmez. Zaten doğru olan din eğer evrim gerçekten var
ise onunla çatışmaz. Mesela İslam’ı ele alalım, Kur’an’ı biraz okuduğum ve fikir
sahibi olduğum ve en son gönderilen kitap olduğu için bunu seçtim. Belirtildiği
gibi toprak, su ve etten yaratılmadan belli noktalarıyla değinilmiştir. Yani
insanın yaratılışının üç aşamasından bahseder. Bu üç aşama eğer evrim gerçekten
doğruysa bununla çelişmemesi gerekir, kanıtlaması gerekmez. Kanıtlıyor olsaydı
ve evrim gerçekten var olduğu ortaya çıktığı durumda inanmayan hiç kimsenin
kalmaması durumu ortaya çıkardı. O zamanda bir sınavda olmamızın bir manası
kalmazdı. Neyse, bu üç aşamaya genelde evrimcilerden hep itiraz geliyor. Niye
yapıyorsunuz bunu? Konuya elimizde üç ipuçu var bunları dikkate de alabiliriz
diye bakabilirsiniz. Ya da bu üç aşama da olabilir, bu aşamalarda evrimle
gerçekleşmiş olabilir de diyebilirsiniz. Mesela şöyle bir şey olmuş olamaz mı?
İlk insan Hz. Adem ve Havva olduğunu elimizdeki kaynaktan öğrendik. Evrim devam
ederken artık insan aşamasına gelindiğinde Allah direkt olarak insan neslini
yaratmış olamaz mı? Sonuçta tüm aşamaları tespit edemedik henüz. Ya da insan
diyebileceğimiz evrim aşamasına gelindiğinde artık onlara akıl denen olguyu
aktararak onların gerçek bir “insan” olmasını sağlamış olamaz mı? Ya da şöyle
bir yorum da yapabilirim, Hz.Adem ilk peygamberdir, ilk halifedir derim ve
bütün problem ortadan kalkabilir ama bu son yorumu aklımdaki diğer yorumlara
nazaran bazen haklı bazen haksız buluyorum. Her iki grup için de şunu
unutmamasını rica ediyorum. (Ateist ve teistler için) Yoktan var edilme durumu
evrim ve Allah’ın dini arasında bir çelişki oluşturmaz. Evrime göre hiçlikten
bir şey çıkmaz. Yani bir başlangıç olması gerekir buna Büyük Patlama deniyor
şimdilik belki ileri de başka bir şey daha bulunur. Bulunsa da bence fark
etmez.(Bu arada her bilinmeyen sınırına gelindiğinde bundan sonrası Tanrı’dır
düşüncesine de hiç katılmıyorum.) Zaten bir şey yoktan var edilme durumu tam
olarak olmuyor. Nasıl? Her şey Allah’ın kudreti ve bünyesi içinde olduğunu
düşündüğümüzde, yaratılmamızın bir başlangıcı olarak Allah’ı kabul edebiliriz,
çünkü ezeli ve ebedidir. Bu söylediğim İslam’a da tam anlamıyla ters
düşmeyebilir, bakış açınıza göre değişir bu durum tabi. Bizim bilgimiz
sınırında Allah’ı tam anlamıyla bu yaşamda kavrayamayacağımız için elbette bir
yoktan var edilmişiz gibi bize görünecektir. Ama ayette belirtildiği gibi bize
canı veren de evreni yaratan da Allah’dır.
Söylemek istediğim galiba ana hatlarıyla anlaşılmıştır. Bu
yazıyı daha sayfalarca uzatabiliriz. Kısaca şunu söylüyorum. Birbirinizle
çatışmak yerine birbirinizi anlamaya ve kendinizin yanılma payını göz ardı etmemenizi
isterdim. Hiç kimse allame-i cihan değil. Hiç kimse kusursuz değil. Her
doğrunun içinde bir yanlış her yanlışın içinde bir doğru olması gayet doğaldır.
Doğru ve yanlış kavramları sert çizgileri olan birer olgu değildir. Karşıt
görüşü bitirmeye çalışmak yerine düzeltmeye çalıştığımız takdirde doğru
olgusuna daha yaklaşabiliriz. Hatam olduysa affedin. Bende acizane bir insanım
sonuçta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder