24 Ekim 2017 Salı

Derin duygu

Bir derin duyguya kapılıyorum. Derin dediysem anlıyorsunuz siz. O ince sızı, o iç çekişle gelen ve yüreğinin içinde kamp kuran bir duygu. Anlatılamayacağı belli iken hala anlatılmaya çalışan o duygu. Kapılıyorum, sürükleniyorum denizlerinde. Dalgaları, hırçın değil onun. O sessiz sakin kendine özgü şekilde dalgalara sahip, çokça huzurlu ama biraz endişe verici. Rüzgarla birlikte üşütüyor içimi. Gölgede soğuk, gözlerinde sıcaklaşıyor ısım. Görüyorum, bu görmek göz ile olacak iş değil bu sefer. Bu duyguda görmek bir göz eylemi olmaktan çıkıyor. Saç uçlarımdan bile görebiliyorum, öyle görmek benimki. Aslında arzuluyorum olmadığın her saniyede iç çekişlerimi, göğüs daralmalarımı ve en önemlisi parmak uçlarımdan bile kokusunu duymayı. O derin duygu için ihanet ediyorum bildiğim tüm kurallara, sevgilere, sevgililere ve sevişmelere. Cezalandırılmıyorum, çünkü ihanetlerimi gizliyorum aceleyle. İhanetlerime hiç kimseleri dokundurtmuyorum. Kendim bile unutuyorum ve günahsız olduğumu iddia ediyorum. Yalan söylüyorum her yeni duyguya, günahsız geliyorum sana diyorum. Yalanların en büyüğünü söylüyorum ama belli etmiyorum. Ustalaşıyorum yaptığım bu gizli oyunumda. İlk perde kapandığı vakitte, sessizce neler kazandığıma bakıyorum. Neler kaybettiğimi hiç umursamıyorum. Çünkü kazandığımı düşünüyorum.
Yatsılar geçiyor, mumlar sönmüyor artık. O devir geçti diyorum içimden, o devir geçti. Artık ustalaştım bu oyunda. Sonra dönüyorum, dolaşıyorum, yaşlanıyorum. Unutuyorum gittiğim duyguları, tekrar ilk duyguma dönüyorum. İlk derin duygum, unutmuşum onu. Yine aynı oyunu oynuyorum hiçbir şeyden habersizce. Akıllanan duygum beni kandırıyor. Darbelerin en büyüğünü vuruyor. Ya da ben öyle sanıyorum. Yıpranıyorum, yıpratılıyorum. Bunları en kötü zamanlarım sanıyorum. Ama öyle olmadığını anlıyorum. O duygudan sonra bir daha hiçbir duyguya gidemiyorum. Istırap çekiyorum, isyan ediyorum. Yine de gidemiyorum.

Nefret etmeye başlıyorum artık derin duygulardan. Nerede görsem kaçıyorum, kaçmaya çalışıyorum. Gizli gizli yerler keşfediyorum içimde. Saklandım sanıyorum. Sonra mı? Sonra işte bir derin duyguya kapılıyorum. Kaçamıyorum, çünkü artık yorulmuşum. Yaşlanmış yüreğim, artık gözlerimle görmeye başlıyorum. Bu bildiğimiz görmek oluyor. Eski zamanlarımı hatırlıyorum, hüzünleniyorum. Yürüyorum, hiçbir yol çıkmıyor denize. Bir rüzgar essin diyorum, alsın götürsün içimdeki bu derin duyguyu. Olmuyor. O derin duygu hiçbir denize götürmüyor, dalgalar artık rüzgar ile coşmuyor. Anlıyorum, aslında hiç anlamıyorum artık. Derin duygu ne demek onu bile bilmiyorum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder